Vergi Borcunun Zamanaşımı Nedeniyle Kalkması Mümkün Mü?
Vergi hukukunda zaman aşımı; vergi idaresinin vergi alacağını tahakkuk ettirme ve tahsil etme yetkilerini ortadan kaldıran bir nedendir. Zamanaşımı özel hukukta ve kamu hukukunda önemli bir yeri olan müessesedir ama vergi borcu olan mükellefler; çok eski borçlarla ilgili tebliğ edilen ödeme emirleri ile karşılaşabilmektedirler. Vergi Mükellefi Savunucuları Derneği olarak bu zamana kadar çok sayıda mükellef eski borçlarının zamanaşımına uğramaması nedeniyle derneğimize başvurduklarını söyleyebiliriz.
Örneğin; 2020 yılında 2014 yılına ait bir vergi borcu nedeni ile bir ödeme emri tebliğ alabilirsiniz.
Vergi hukukunda vergi idaresinin vergiyi isteme yetkisini sınırlandıran iki temel zaman aşımı müessesesi mevcuttur. Bunlar tarh ve tahsil zaman aşımıdır.
En çok mükellefleri zor duruma sokan zamanaşımı olarak ta, tahsil zaman aşımına değinecek olursak, vergiler ve diğer bütün kamu alacakları için geçerli olmak üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 102. Maddesinde düzenlenmiştir.
Bu düzenleme; “Amme alacağı vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılının başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse, zaman aşımına uğrar, para cezalarına ait hususi kanunlardaki zaman aşımı hükümleri mahfuzdur. Zaman aşımından sonra mükellefin rızaen, yapacağı ödemeler kabul olunur” şeklindedir.
Yukarıdaki hükme göre; vadesi 23.02.2014 olan Katma Değer Vergisi ile ilgili
bir borç için zaman aşımı süresi 01.01.2015’de başlayacak ve 31.12.2019’da sona
erecektir. Yani vadesi 2014 yılı içinde herhangi bir tarih olan bir vergi borcu
nedeni ile 01.01.2020’den itibaren devletin tahsil yetkisi kalktığı için, ödeme
emri tebliğ edilmemelidir.
Tahsil zaman aşımını durduran ve kesen nedenler, 6183 sayılı Kanun’un 103 ve 104 maddelerinde düzenlenmiştir.
Zaman aşımını durduran nedenlerin varlığı halinde; zaman aşımı işlemeyen süre kadar uzuyor iken; kesen nedenler var ise, zaman aşımı 5 yıl olarak yeniden başlamaktadır.
6183 sayılı kanunun 102’nci maddesine göre amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Kanun ve tebliğde tahsil zamanaşımı hükümleri bulunmakla birlikte, vergi daireleri tarafından hiç uygulanmamaktadır.
Oysa 6183 sayılı amme alacakları kanununda bu konular detaylı olarak açıklandığı üzere ödeme gücü olan mükelleflerden vergi alacağının tahsili için geniş yetkiler verilmiştir. Uygulamadaki aksaklıklardan dolayı veya vergi dairelerindeki icra memurlarının görevlerini aksatmalarından dolayı yıl sonlarına doğru vergi dairelerinin tamamı amme alacağının zamanaşımına uğramaması için gazetelere ilanlar vermekte veya vergi dairelerinin ilan koymaya mahsus ilan tahtalarına askıya çıkarmaktadırlar. Kimi zaman da mükellefin borcuna açıktan para yatırılarak tahsilat yapılmış havası yaratılmaktadır.
6183 sayılı kanunun 102’nci maddesine göre amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar ve 1 tl gibi cüzi ödemeler zamanaşımını kesmez!
Bu vergi borçlarının takibinde vergi daireleri zamanında gerekli çalışmaları
yaparak, mal varlığı bulunanlardan tahsilat yaparken, aciz durumda olanları
gözeterek acze bağlamalı ve zamanaşımı süresince takip etmelidirler. Zamanaşımı
dolduğu zaman terkin cetvelleri düzenlemek suretiyle borcun takibinden
vazgeçmeleri gerekmektedir.
Vergi Mükellefi Savunucuları Derneğimize gelen şikayetlerden anladığımız şudur. Yılların birikimi olan 30- 40 yıllık kangren olmuş vergi borçları bulunmaktadır. Bu borçları vergi daireleri sözüm ona zamanaşımına uğratmamak için çaba harcamaktadırlar.
6183 sayılı AATUHK ’nun 102. maddesinde amme alacağının vadesinin rastladığı
takvim yılını izleyen yılın başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmeyen
alacaklarının zamanaşımına uğrayacağından bahis edilmektedir.
Zira, aynı yasanın 103. maddesinde ise ödeme, haciz tatbiki, cebren tahsil ve takip işlemleri neticesinde yapılan her çeşit tahsilatlar, ödeme emri tebliği, mal beyanı, mal edinme ve mal artışlarının bildirilmesi, sayılan işlemlerden herhangi birinin şahsi kefile veya yabancı kişi ve kurumların mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması, ihtilaflı kamu alacaklarında yargı organlarından bozma kararlarının gelmesi, amme alacağının güvenceye bağlanması, yargı organları tarafından yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş olması, iki kamu idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı kamu idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazılı olarak başvurulması, amme alacağının özel yasalara göre ödemek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması halinde “zamanaşımının kesileceği” ve kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden yılın başından itibaren yeniden çalışmaya başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
Vergi mükellefleri af kanunlarına göre vergilerini ödemek üzere taksitlendirme yapmadan önce dikkat etmeleri gereken en önemli husus, Ödeme gücü olmayan vergi mükelleflerin taksitlendirme yapmamaları yararlarına olacaktır. Çünkü taksitlendirme dilekçelerinin ıslak imza ile imzalanıp vergi dairesine verilmesi halinde 6183 sayılı yasanın 103’ncu maddesinin 11’nci bendine göre zamanaşımı yeninden başlamaktadır.
Tahsil zamanaşımı, vergiler ve bütün kamu alacakları için geçerli olmak üzere, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda düzenlenmektedir. Bu kanunun 102. maddesine göre, kamu alacağı, vadesini izleyen yılın başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğramaktadır. Tahsil zamanaşımı süresi dolduktan sonra alacaklı kamu idaresinin söz konusu kamu alacağını tahsil etme yetkisi ortadan kalkmaktadır. Ancak, yükümlünün rızası ile yapacağı ödemeler kabul edilmektedir. Vergi aslı zamanaşımına uğradığı takdirde, fer’i amme alacağı gecikme zamlarının da asla tabi olarak zamanaşımına uğrayacağı tabidir.
Yine amme alacağını düşüren nedenlerden birisi de zamanaşımı olduğuna göre, para cezalarına ait özel yasalardaki zamanaşımı hükümleri saklı kalmak koşuluyla 6183 sayılı kanunun kapsamına giren bütün amme alacakları 102. maddeye göre 5 senelik zamanaşımı hükümlerine tabidir.
Diğer taraftan, zamanaşımı bakımından istisnai hükümler mevcut olmayan özel ceza kanunlarındaki kamu cinsinden para cezalarının TCK 68. md gereğince ve özel yasalarında zamanaşımı hakkındaki istisnai hükümler mevcut olmayan tazminat ve inzibati amaçlı para cezalarının da 6183 sayılı kanunun 102. maddesi hükmü gereğince zamanaşımına tabi tutulması gerekmektedir.
Tahsilatla ilgili kamu idareleri, amme alacağının tahsil edilmesinde zamanaşımını kendiliğinden dikkate almak mecburiyetindedir.
Zira, zamanaşımı amme düzeni ile ilgili bir düzenlemedir. Ancak, zamanaşımından sonra mükellefin yapacağı gönüllü ödemelerin kabul edilmesi gerekmektedir. Bu durum, 6183 sayılı yasanın 102. maddesi ile getirilen özel bir düzenlemeden kaynaklanmaktadır.
Ödeme güçlüğü çeken ve Uzun zamandır kangren olmuş vergi borçlarından şikayetçi olan mükelleflerimizin Vergi Mükellefi Savunucuları Derneğine müracaat etmeleri ve üye olmaları halinde, çözüm yolları konusunda bilgilendirme yapıyoruz. İnternet sitemiz üzerinden ( https://versav.org.tr ) ve sosyal medya üzerinden düzenli olarak mükelleflere bilinçlendirme faaliyetleri yapmaktayız.
Sorunu olan veya olmayan tüm mükelleflerimizin hak ve sorumlulukları konusunda bilinçlendirmeyi ve başta gelir idaresi olmak üzere, kamu kurumlarında temsil etmek için Vergi Mükellefi Savunucuları Derneği olarak yanınızdayız.
Dernek olarak mükelleflerin her türlü cezaya maruz kalması nedeniyle mükelleflerin sorunlarını en iyi bilen ve çözüm üretebilen, değerli ve deneyimli üstadlarımız, emekli vergi hakimleri, emekli maliyeciler,eski vergi müfettişleri,mali müşavirler ve vergi mükellefleri ile birlikte Kocaeli ilinin Gebze ilçesinde 2013 yılında kurulduk.
Ülkemizde Vergi Mükellefi Savunucuları Derneği bu amaçla kurulmuş ve bu biçimde faaliyet gösteren ilk ve tek dernektir. Derneğimize üye olun, gücümüze güç katın!
Vergi Mükellefi Savunucuları Derneği Genel Başkanı Mehmet Kaynak