Yazılar

Yargıtayda müzakereler başladı, duruşmalar 16 Haziran’dan itibaren görülecek

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası normalleşme süreci kapsamında ceza ve hukuk daireleri ile genel kurullarda müzakerelerin bugün itibarıyla başladığını bildirdi.

Akarca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yargıtayın, Kovid-19 salgını nedeniyle alınan tedbirlere uyduğunu belirtti.

Maske takılması, sosyal mesafe kuralına uyulması, el hijyenine dikkat edilmesi konularında gerekli önlemlerin alındığını ifade eden Akarca, “Yargıtay Başkanlar Kurulu kararıyla 1 Haziran itibarıyla hukuk ve ceza dairelerinde, genel kurullarda müzakereler başlamış durumdadır, duruşmalar ise 16 Haziran’da başlayacaktır.” bilgisini paylaştı.

Müzakere salonlarında üyelerin maske takacağını aktaran Akarca, müzakerelere katılan üyeler arası mesafenin 1,5 metre olması için de düzenleme yapıldığını anlattı.

Personelin de maske taktığını, Yargıtay binalarına girişlerde ateş ölçümü yapıldığını anlatan Akarca, çalışanların kullanım alanlarında da tüm önlemlerin alındığını belirtti.

Akarca, Kovid-19 salgınının Türkiye’de görülmesinin ardından 13 Mart itibarıyla acil ve önem arz eden, zaman aşımı yakın olan dosyaların yanı sıra tutuklu dosyalarla ilgili hukuk ve ceza dairelerinde, Ceza Genel Kurulunda çalışmalar yürütüldüğünü dile getirerek, şöyle devam etti:

“13 Mart’tan 1 Haziran’a kadar geçen sürede 9 bin 663 dosya karara bağlanmıştır. Bunların bir kısmı infaz yasasıyla ilgilidir. Diğerleri de tutuklu ve zaman aşımı yakın olan dosyalarla bağlantılıdır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından da 31 bin 963 dosya tebliğnameye bağlanarak ilgili ceza dairelerine gönderilmiştir. Bunlarda da infaz kanunu kapsamına girenlere öncelik verilmiştir.”

“Yargıtayda şu anda pozitif vaka bulunmamaktadır”

Personelin yemekhanelere dönüşümlü olarak giriş yapacağını, masalarda en fazla iki kişinin oturacağını bildiren Akarca, personel servislerinde de gerekli önlemlerin alındığını, dezenfeksiyonların yapıldığını ifade etti.

Yargıtay Başkanı Akarca, şunları kaydetti:

“Salgının görüldüğü andan itibaren Yargıtayda sadece bir üyede koronavirüs tespit edildi, bu üyemiz de bir hafta içerisinde iyileşti. Testi pozitif çıkan 5 personelimizin de tedavisi tamamlandı. Yargıtayda şu anda üyelerimiz, hakimlerimiz, personelimiz arasında pozitif vaka bulunmamaktadır. Dava ve iş saatlerinin dışında ziyaretçi kısıtlaması sürdürülecektir.”

Yargıtay, ücreti ödenmeyen işçinin istifa etmesi halinde tazminat alabileceğine hükmetti

Bir aylık maaş alacağının olduğunu öne süren işçi, istifa etti; ancak kıdem tazminatını alamadı. İşçiyle işveren mahkemelik oldu. Davaya son noktayı koyan Yargıtay; işçinin maaş, prim, fazla mesai ücretinin ödenmemesi halinde haklı fesih yoluyla istifa edebileceğini ve kıdem tazminatı alabileceğine hükmetti.

Milyonlarca calışanı ilgilendiren karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nden geldi. Usta öğreticisi olarak çalışan işçi, ücret alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle istifa etti. İşverenden ücret alacaklarını, fazla mesai ve kıdem tazminatını talep eden işçi, hakkını alamayınca İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. İş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini belirten işçi, kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı işveren avukatı ise davacının çalışmasının istifa ile sona erdiğini öne sürdü. Mahkeme davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı taraf avukatları temyiz etti.

“ALACAKLARIN ÖDENMEMESİ İŞÇİYE HAKLI FESİH İMKANI VERİR”

Milyonlarca calışanı ilgilendiren karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nden geldi. İşçinin emeğinin karşılığı olan ücretin işçi için en önemli hak, işveren için de en temel borç olduğunun hatırlatıldığı Yargıtay kararında; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32/4. maddesinde ücretin en geç ayda bir ödeneceğinin hüküm altına alındığı vurgulandı. Bu durumun aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sonra ödenmesi gerektiği dile getirildi. Ücreti ödenmeyen işçinin bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi kanuni yollardan talep etmesinin mümkün olduğunun belirtildiği kararda şu ifadelere yer verildi: “Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı sebebe dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da tanınmıştır. İşçinin ücretinin kanun veya sözleşme hükümlerine göre ödenmemesi işçiye bu imkanı verir. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. İkramiye, primi, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların da ödenmemesi işçiye haklı fesih imkanı verir.”

“KIDEM TAZMİNATI ÖDENMEMESİ KARARI YASAYA AYKIRIDIR”

Davacı işçinin geçirdiği trafik kazası sonrası aldığı rapor doğrultusunda işe gelmediğine dikkat çekilen kararda, “Somut uyuşmazlıkta, ihtarname ile raporlu olarak işe gelmediğini, ücretlerinin ödeneceğinin belirtilmesine rağmen ödenmediğini beyan etmiştir. İş Kanunu’ndan ve iş sözleşmesinden dolayı hak ettiği mali hak ve alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini belirterek ödenmesini talep etmiştir. Yargılama aşamasında da, davacının talep konusu fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacaklarına hak kazandığı anlaşılmıştır. Mahkemenin kıdem tazminatı ödenmemesi yönündeki kararı yasaya aykırıdır. Zira fesih tarihinde davacı işçinin ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunduğu anlaşılmakla, başka bir anlatımla haklı fesih nedeninin devam ettiği görülmekle hak düşürücü süre işlemeyecektir. Ayrıca davacı ödenmeyen bir kısım işçilik alacaklarının ödenmesini söz konusu ihtarname ile talep etmiş, bu alacakların bir kısmının ödenmediği Mahkemece de kabul edilmiştir. Bu sebeple iş sözleşmesini davacının haklı nedenle feshettiğinin kabulü ile kıdem tazminatı talebinin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Kararın oy birliği ile bozulmasına hükmedilmiştir” denildi.